Batman ve çevresindeki akarsularda yıllar yılıdır katliamlar gerçekleştiriliyor. Ne yazık ki toplum olarak bu vahim duruma pek de duyarlı değiliz.

Toplumun en vahşi varlığı olarak gördüğüm ‘gaddar avcılar’ eliyle gerçekleştirilen ‘toplu katliamlardan’ söz ediyorum…

Toplu katliam ifadem ağır gelmişse, biraz açılım yapayım.

Batman ve çevresindeki akarsularda avlanan kimi balıkçılar var.

Geçmişte bolca dinamit kullanılırdı. Özellikle çocukluk dönemlerimizde bu vahşete her zaman tanık olurduk…

Dinamitlerden sonra başka patlayıcılar ortaya çıktı. Mazotla ıslatılan kimyevi madde olan gübreyi (Amonyum Nitrat) patlayıcı olarak kullanan zalimleri duyduk.

İlaç ve çeşitli kimyevi maddeler kullanarak balık yakalayanlar olduğunu öğrendik. Örneğin Batman Barajı’nın yüzeyine beyaz bir toz serpildiğini, sonra yüzlerce balığın ölerek suyun yüzeyine çıktığı yolunda şikayetler almıştık.

Öte yandan yine akarsularımızda bazı balıkçılar ağla avlanma yaparken, kimileri ise suya elektrik vererek katliam gerçekleştiriyor…

Kayık, bot veya keleklerin üzerine yerleştirdikleri jeneratörlerle çevredeki akarsulara, örneğin Batman Çayına açılan jeneratörlü avcılar, suya elektrik veriyorlar.

Uzun bir sopanın ucuna bağladıkları kablolar ile suya elektrik verirken, bir anda cansız kalarak su yüzeyine çıkan büyük balıkları ise bir ağla topluyorlar…

1 NİSAN-1 TEMMUZ ARASI ÜREME DÖNEMLERİ…

Her yıl 1 Nisan ile 1 Temmuz tarihleri arasında akarsularımızda ‘avlanma yasağı’ var. Çünkü o tarihler balıkların ‘üreme dönemleri’ olduklarından telef edilen balıkların karnındaki binlerce yumurta da gidiyor.

Tabi bu açık bir katliam…

Çünkü elektriğe maruz kalan büyük balıklar bile ölürken, küçükleri topluca telef oluyorlar…

Balıkların hava baloncukları patlıyor, üremeye hazır yumurtaları işlevsiz hale geliyor…

Bu bir katliam değilse nedir peki?

Sadece sudaki balıklar ölmüyor ve zarar görmüyorlar. Sudaki bütün canlılar telef oluyorlar…

Yıllar yılıdır bir avuç çevreci olarak Batman kamuoyuna mesajlar veriyor, avlanma yasaklarından çok vicdanlara hitap ediyoruz. Geçmişte bu nedenle kendini bilmez bazılarınca şahsen tehdit bile edilmiştim.

Bakınız, yıllar önceki bir açıklamamızda nasıl bir mesaj vermişiz: “Yıllardan beri nehir ve göletlerimizde herkesin gözü önünde bir katliam yaşanmaktadır. Batman Çayı, Dicle nehri ve çevre akarsularımızda kimyevi ilaçlarla, dinamit başta olmak üzere değişik patlayıcılarla, jeneratörlerle (elektrikle) yapılan ve Batman Çevre Gönüllüleri Derneği olarak yıllardan beri kamuoyuna ‘katliam’ diye duyurduğumuz ilkel metotla avcılığın pervasızca sürdürüldüğünü üzülerek görmekteyiz. 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanununun 36. Maddesi yürürlükte olmasına karşın, balıkların üreme döneminde, av yasağının bulunduğu bir süreçte ilkel metotlarla avcılığın yapılmasını sorumsuzluk olarak niteliyoruz.

Avlanma yasağının olduğu bir dönemde Batman piyasasında balıkların satılması düşündürücüdür. Av yasağının olduğu süreçte ilgililer sorumluluklarını yerine getirecek olursa, balıkların serbest bir şekilde satılması mümkün olmayacaktır.

Balıkların üreme dönemlerinde yok edilmesi, nehirlerimizdeki balık neslinin tükenmesi gibi vahim sonuçlara neden olabilir. Bu gerçeği özellikle balıkçılarımıza da hatırlatıyoruz.

Bir süre önce Batman’ı ziyaret eden Tarım Bakanı sayın Mehdi Eker’e, bu vahim sorunla ilgili rapor sunmamıza karşın, balıklara, kurbağalara, yengeçlere, yılan balıklarına, kaplumbağalara vs. bütün canlılara zarar veren, ekolojik sistemi bozan vahşetin sürdüğünü, gerekli önlemlerin alınmadığını görüyoruz. Bu konuda bir kere daha uyarı yapmayı görev biliyoruz. Başta İl Tarım Müdürlüğü olmak üzere ilgili kurumları sorumluluk bilinciyle göreve davet ediyor, halkımızı da avlanma yasağının sürdüğü zamanlarda balık tüketmemeye çağırıyoruz.”

Her yıl bu yönlü basın açıklamaları ile toplumun karşısına çıktık. İnanın her yıl bu açıklamalarımız nedeniyle bazı geri zekalıların, “Başka sorun mu kalmadı, balıklar, kurbağaların haklarından söz ediyorsunuz?” şeklindeki eleştirileriyle karşılaştık.

Cahillerle neyi tartışacaksın ki? İnsan hakları mücadelesinde ön safta olan biri olarak, böyle cahillere prim vermedim, onları kale alıp, adam yerine koyup, çevre mücadelesinden vazgeçmedim…

ERKEN UYARI İYİ OLDU…

Bu yıl Batman Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bizden erken davrandı ve kamuoyuna bir açıklama yaptı. Gazetemize de konu olan haberi birlikte okuyalım: “Batman Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, akarsu ve göletlerdeki su ürünlerine yönelik avlanma yasağına dikkat çekti. İl Müdürlüğünün açıklamasında şöyle denildi: “İlimiz sınırları içinde yer alan Batman Barajı, tüm akarsu ve göletlerde 2018 yılı Su Ürünleri Avlanma Yasağı 1 Nisan da başlayıp, 1 Temmuz 2018 tarihinde sona erecektir. Av yasağı döneminde tüm balıkçı tekneleri karaya çekilecek, kesinlikle suda bulundurulmayacaktır. Av yasağına uymayanlar hakkında yasal işlem yapılarak ürünlerine el konulup para cezası uygulanacaktır.”

Bu açıklamaya sevindim. Sayın Valimizin desteğiyle anız yangınlarının üzerine giden, önemli bir çalıştaya da imza atan Tarım Müdürlüğümüzün bu uyarısının ciddiye alınmasını diliyorum. Sadece bir bakanlık açıklaması olarak kalmasın, pratiğini görmek isteriz.

Av yasağı, cezalar, cezai yaptırımlar önemli. Ancak av yasağından çok vicdanlara da seslenerek yazımı bitirmek istiyorum. Dünyevi yaptırımlar, cezalar çok önemli değil. Katledilen, katliamlara maruz kalan canlıların hak ve hukuklarının sorulacağı günü de hatırlatmak isterim. Vicdanınızın sesini dinleyiniz derim…