Dünden devam

Batman ve yöresindeki akarsularda balıkların üreme mevsimi olduğundan, avlanma yapılmaması gerektiği görüşünü her yıl dillendiriyorum. Ayrıca bu konudan söz ederken, yasaların suç saydığı bir fiil gerçeğini de hatırlatıyorum.

Toplumumuza verdiğim, vermeye çalıştığım temel mesaj; yasalar, cezalar olmasa bile, vicdanlı olmamız gerektiğidir.

Varsın yasalarda 'avlanma yasağı' diye maddeler bulunmasın...

Vicdanen sorumlu değil miyiz?

On binlerce yumurta taşıyan balıkları öldürürken, yüce Allah'a, yani kainatı Yaratana nasıl hesap vereceğimizi kendimize sormayacak mıyız?

Ne yazık ki vicdansızlıkta sınır tanımayanlar var. Vicdanı, inancı hiçe sayanlar için mecburen yasaları hatırlatıyor ve ilgili kurum ve kuruluşların yetkililerini göreve çağırıyorum...

**

**

Dünkü yazımda Samsun örneğini vermiştim. O ilin Tarım ve Orman yetkilileri, tüm akarsularında avlanma yapılmaması için etkin uyarılar yapmıştı.

İlgili yetkililerimiz yorumumu okumamış olabilirler mi?

İlgili kurumlarda hiç mi kimse yerel basını, köşemizi takip etmiyor, birbirlerinden duymuyorlar?

Beni arayıp, teşekkür etmelerini beklemiyorum. En azından bu vesile ile kendileri bir açıklama yapabilirdi.

Geçen yıl zamanında açıklama yaptıkları için bu köşede onlara teşekkür etmiş, duyarlılıklarını takdirle karşılamıştım.

Madem sessiz kalıyorlar, madem görevlerini zamanında yapmıyorlar, madem akarsularda avlanan balıkların satılmasına seyirci kalıyorlar, şu halde onları eleştirmek, uyarmak da görevdir...

**

**

Toplumumuz, halkımız da bu konuda yeterince duyarlı değil. Duyarlı olsaydık, onbinlerce yumurta taşıyan balıkları satın alıp yemezdik bu üreme sürecinde...

Batman ve çevresindeki akarsularda yıllar yılıdır katliamlar gerçekleştiriliyor. Ne yazık ki toplum olarak bu vahim duruma pek de duyarlı değiliz.

Toplumun en vahşi varlığı olarak gördüğüm ‘gaddar avcılar’ eliyle gerçekleştirilen ‘toplu katliamlardan’ söz ediyorum…

Toplu katliam ifadem ağır gelmişse, biraz açılım yapayım.

Batman ve çevresindeki akarsularda avlanan kimi balıkçılar var.

Geçmişte bolca dinamit kullanırlardı. Özellikle çocukluk dönemlerimizde bu vahşete her zaman tanık olurduk…

Dinamitlerden sonra başka patlayıcılar ortaya çıktı. Mazotla ıslatılan kimyevi madde olan gübreyi (Amonyum Nitrat) patlayıcı olarak kullanan zalimleri duyduk.

İlaç ve çeşitli kimyevi maddeler kullanarak balık yakalayanlar olduğunu öğrendik. Örneğin Batman Barajı’nın yüzeyine beyaz bir toz serpildiğini, sonra yüzlerce balığın ölerek suyun yüzeyine çıktığı yolunda şikayetler almıştık yıllar önce.

Öte yandan yine akarsularımızda bazı balıkçılar ağla avlanma yaparken, kimileri ise suya elektrik vererek katliam gerçekleştiriyor…

Kayık, bot veya keleklerin üzerine yerleştirdikleri jeneratörlerle çevredeki akarsulara, örneğin Batman Çayına açılan jeneratörlü avcılar, suya elektrik veriyorlar.

Uzun bir sopanın ucuna bağladıkları kablolar ile suya elektrik verirken, bir anda cansız kalarak su yüzeyine çıkan büyük balıkları ise bir ağla topluyorlar…

**

**

1 NİSAN-1 TEMMUZ ARASI ÜREME DÖNEMLERİ…

İşte buna katliam derim...

Her yıl 1 Nisan ile 1 Temmuz tarihleri arasında akarsularımızda ‘avlanma yasağı’ var. Çünkü o tarihler balıkların ‘üreme dönemleri’ olduklarından telef edilen balıkların karnındaki binlerce yumurta da gidiyor.

Tabi bu açık bir katliam…

Çünkü elektriğe maruz kalan büyük balıklar bile ölürken, küçükleri topluca telef oluyorlar…

Balıkların hava baloncukları patlıyor, üremeye hazır yumurtaları işlevsiz hale geliyor…

Bu bir katliam değilse nedir peki?

Sadece sudaki balıklar ölmüyor ve zarar görmüyorlar. Sudaki bütün canlılar telef oluyorlar…

Yıllar yılıdır bir avuç çevreci olarak Batman kamuoyuna mesajlar veriyor, avlanma yasaklarından çok vicdanlara hitap ediyoruz. Geçmişte bu nedenle kendini bilmez bazılarınca şahsen tehdit bile edilmiştim.

Bu konuda bir kere daha uyarı yapmayı görev biliyorum. Başta İl Tarım Müdürlüğü olmak üzere ilgili kurumları sorumluluk bilinciyle göreve davet ediyor, halkımızı da avlanma yasağının sürdüğü zamanlarda balık tüketmemeye çağırıyorum.