Batman’da halk sağlığını tehdit eden pek çok sorunun olduğunu biliyorsunuz. Yıllardır bu sorunları kamuoyunun gündemine taşıyor, çözümü için katkı sunmaya çalışıyorum.

Nerede halk ve çevre sağlığını tehdit eden bir sorunun olduğunu duysam, duyarlılık göstermeyi inancım gereği bir borç biliyorum.

Diyeceksiniz ki; bu kentin halk sağlığından sorumlu kurumları yok mu?..

Elbette var. Sadece bir değil, sayısız kurum var. Ancak sorunların çözümünü sadece kurumlardan beklemenin yanlış bir düşünce olduğuna inanıyorum.

Hepimiz çevremizden sorumluyuz…

Her bir birey bilgisi ve imkanları ölçüsünde sorumludur. Elinde kalem bulunan ve topluma hitap eden bir konumda olanların sorumluluğu daha çoktur…

ATIKLAR BERTARAF TESİSLERİNE…

Bugün önemli bir soruna dikkat çekmek istiyorum. Kentimizde çevre mücadelesi veren ve halk sağlığı için yaptığı çalışmalarla 16 yıldır dikkat çeken Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin kamuoyu gündemine taşıdığı önemli bir soruna duyarsız kalamam…

İşte çevreci örgütün sosyal medya gündemine taşıdığı ve yerel basına da haber olan kısa ve öz  paylaşımı:

“BOTAŞ sahası (toprak mahsulleri ofisi karşısında) bir kısmı Asbestle izole edilmiş eski petrol borular uzun bir süredir burada bekletiliyor. 
Kamu adına soruyoruz:
1. Söz konusu borular hurdaya ayrılmasına rağmen neden burada bekletiliyor?
2. Burulara sarılı asbestlerin kanser başta olmak üzere birçok hastalığa neden olduğu bilinmiyor mu?
3. Bu borular hangi kuruma ait ve bu çevre felaketine neden göz yumuluyor?”

Açıklama kısaca böyle. İlgililer her kimse bu açıklamaya cevap vermelidir diye düşünüyorum…

Neden mi?

Çünkü basit bir sorundan söz edilmemiş…

Atık malzemelerin bulunduğu alanın BOTAŞ sahası olup olmadığını şahsen bilmiyorum. Boru ve malzemelerin bulunduğu alanın TÜPRAŞ’a ait olduğunu düşünüyordum.

BOTAŞ veya TÜPRAŞ, ilgili hangi kurumsa, yetkililerinden bu konuda açıklama bekliyoruz. Açıklama bekliyoruz, zira önemli bir maddeden söz ediyoruz. ‘Asbest’ deyip geçmemek gerekir. Vikipedi’den bilgilenelim:

“Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum ya da içme suyu yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi selim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, ‘kesin kanserojen’ tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır.

Asbest kanserojen maddesi, insan sağlığına önemli zararlar verdiği gibi, çevreye de birtakım önemli zararlar vermektedir. Asbest maddesi, Anadolu’da sıklıkla kullanılan ve zararları bilinmeyen bir maddedir. Bu kullanım ise,  oldukça bilinçsizce yapılan bir kullanımdır. Köylerde bu madde, evlere badana yapılır ve  yine evlerin damlarına serilir. Belki de en tehlikeli olarak, küçük çocuklarda pudra yerine kullanılır.”

Bu bilgiler karşımızda dururken, kentin en işlek caddelerinden birisinin başında etrafa atılmış tonlarca malzeme için endişelenmemek mümkün mü?

Edindiğimiz bilgi ve duyumlar bunların asbestli olduğudur. Özel güvenlik bölgesinde olduğundan yerinde inceleme yapmadık. Ancak yakından baktığımızda ve bazı araştırmalarımızdaki verilere göre asbestli malzemelerdir.

İLGİLİLER SUSMAMALIDIR…

İlgililer her kimse kamuoyunu aydınlatsın. Bir tehlike yoksa biz de bilelim…

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerinin bu konuda bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Birçok konuda çevrecilerin verdiği mücadeleyi önemseyen, sorunların çözümü için de gayret gösteren kamu çalışanlarının olduğunu bilsek bile, denetleyici ve hesap sorma pozisyonunda olduklarından onları göreve davet ediyoruz.

Bakınız, TÜPRAŞ Batman Rafinerisi yetkilileri, kentin sembolü olan TSS kulesini sökerek bertaraf tesislerine gönderdiler. Yıllar önce kentimizdeki içme suyu şebeke borularının asbestli olduğunu gündeme taşıyıp, belediyeyi eleştirdiğimde TSS ünitesi de gündemime girmişti. Yıllar sonra o su boruları değiştirildi. O yazımdan bazı satırları hatırlatayım: ‘Batman’ın sembolü olan TÜPRAŞ’a ait TSS kulesinin sökülmesi ardından yapılan açıklamalar yerel basınımızda manşet oldu. Bilmem kaç ton asbestli (Kanserojen madde)  malzemenin taşındığı, Batmanlıların uzun yıllardır zehir soluduğu yolundaki ifadeler doğrusu düşündürdü…
Kulenin asbestli olduğu yolunda kamuoyuna yapılan açıklamaları okuduğumda, aklıma asbestli borular geldi… Hangi borular mı?
Hani on binlerce Batmanlının içme suyunu sağlayan borulardan söz ediyorum. Daha açık bir ifade ile kentin en eski su şebeke hattından… TSS kulesi asbestli olduğundan solunum yoluyla Batmanlıları zehirlemişse, acaba içme suyu boruları nasıl zehirliyor dersiniz? Acaba toplum olarak bu tehlikenin farkında mıyız? TÜPRAŞ’ın asbestli kulesinden kurtulduğumuza şükreden bütün çevrelere sesleniyorum: Asbestli su borularına ne diyorsunuz? Halkımızın kanserojen-asbestli su borularından geçen suyu içmeleri ne gibi riskler içeriyor? Halkımız kanser tehdidi altında mı, değil mi? Bu kentin duyarlı yöneticileri, duyarlı hekimleri, duyarlı STK temsilcilerinin bu soruya cevapları olursa, köşem yapılacak açıklamalarına açıktır. Bu yazıma mutlaka duyarlılık bekliyorum. Özellikle halk sağlığından kanunen ve vicdanen mesul olan Valilik, Belediye, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Hıfzıssıhha, Batman Sağlık Meclisi vs gibi kurum ve kuruluşlardan duyarlılık bekliyorum.”

http://www.batmancagdas.com/inadina-halk-sagligi-makale,8618.html

Yıllar önce böyle görevimizi yapmıştık. Şimdi yine görevimizi yapıyoruz. Asbestli malzemeler bertaraf tesislerine gönderilmelidir. Ankara gibi büyük kentlerde asbestli malzemelerin nasıl uzaylılara benzeyen kıyafetlerle söküldüğünü görmeniz için googlede bir arama yapmanız yeterli. Batman Valiliği’nin yıllar önce dönemin Vali Yardımcısı Osman Varol imzasıyla asbestle ilgili uyarı yazısının olduğunu da hatırlatayım. Köşem doldu, atıfta bulunmakla yetineyim. İlgililer susmamalı, konuya açıklık getirmelidir. Sağlıkla kalınız.