Polonya’daki Lodz kasabasından çıkan tren, dükkânlara dondurma dağıtır.

 

Görevlilerden ikisi, dondurmaları dükkana taşımak için dondurma dolabının içine girerler.

 

O sırada dolabın kapağı kapanır ve içerde kalırlar.

 

Dolabın kapağını vururlar ama onları duyan kimse yoktur.

 

Öleceklerini anlarlar ve sürekli kendi kendilerine "Donucaz, donucaz…" diye mırıldanırlar.

 

İçlerinden biri kâğıda, "Yavaş yavaş tenimiz donmaya başladı, artık dayanamıyoruz." diye bir not yazar.

 

Aynı akşam onları bir kasabalı ölü olarak bulur ve polise haber verir.

 

Olay yerine gelen polis otopsi yapar ve donarak öldüklerini kamuoyuna açıklar.


Oysa dolap sabahtan beri çalışmıyordur…

 

Beyin gücünü pozitif kullanmak bir bakıma kişisel tercihe bağlıdır. İnsan gücü ve yapacakları kişinin inancıyla sınırlıdır ve ancak inandığı kadarını başarabilir.

 

Bedensel olarak insan, bilinen gücünden çok daha fazlasına sahiptir. İnsan beyni çok karmaşık ve sanıldığından da daha çok yeteneklidir.

 

Olumsuz düşünceler beyne arızalı sinyaller gönderir. Bu da başarıyı engeller. Gerekli motivasyon sağlandığında ve pozitif düşünüldüğünde yapılması imkansız gibi görülen bir çok şeyi başarmak mümkündür.

 

İnsan bir şeyi isterse, olacağına inanırsa ve inandığı gerçek uğruna çaba gösterirse, doğadaki bütün unsurlar el ele vererek gerçekleşmesine yardımcı olur. Evren kazanmamızdan yanadır aslında.

 

İstemek, inanmak ve çaba göstermek; bu basamaklara uyulduğu takdirde başarılamayacak hiç birşey  yoktur. Çünkü başarılar tesadüfi değildir, her başarının altında pozitif inanç ve gayret vardır.

 

Bir bakıma engelleri aşamıyor olmamızın nedeni bazen biziz. Önümüze kendimizden bir duvar öreriz. Olumsuz düşünce beyni kendimize karşı olumsuz çalışmaya programlar. Çok az bir şüphe bile beyin gücünü kullanılmaz hale getirir.

 

Başarının temel noktası olumlu düşünmektir. Pozitif enerji her beyin için mutluluk hormonu salgılar. Düşünce gücünü besler. Beyni olumlu düşünmeye zorlar.

 

Sadece başarıyı düşünerek ve ona odaklanarak olumlu düşünmenin temel noktasını yakalayabiliriz. Unutmayalım ki; İyi yada kötü hafıza yoktur. Eğitilmiş ve eğitilmemiş hafıza vardır.

 

Elimize aldığımız her objenin bir zamanlar birinin kafasındaki bir düşünceden ibaret olduğunu hatırlamak, başarmak için bir başlangıçtır.

İnsanoğlunun icat ettiği ve geliştirdiği bütün objeler başlangıçta bir düşünceydi. Şekil fikri takip etti, kişi gerçekten istedi, “ kader” de ondan yana oldu…

 

Evrende gördüğümüz her şey bir enerjidir ve bir zamanlar birinin beynindeki Olumlu düşünmenin eseridir.

 

İnsan, yaşamının düşüncelerle değiştiğine inanırsa bunu hayatının her anına yansıtır. Yeter ki; olumsuzluğu, kıskançlığı ve korkularını yenebilsin.

 

Olumlu düşünmek yaşama evet demektir.