DTP Batman Belediye Başkan Adayı Nejdet Atalay, kentle ilgili hayallerini ve hedeflerini Melekçe’ye anlattı. Atalay, “Batman yeni ve genç bir şehir… 50 yıl içerisinde büyük bir nüfus yoğunluğuna ve kent hacmine sahip olmuş. Kent kimliği henüz oluşmamış. Ne devrimci bir geçmişi, ne entelektüel bir şehir, ne de kentsel bir geçmişi var” diyor ve ekliyor, “Görsel anlamda da göze hoş gelen bir kent yarattığımızda, biz de her yerde Batmanlıyım demekten keyif duyacağız.”

 

---- Melekçe: Batman Belediye Başkanlığına adaylığınız kesinleşti peki neye talipsiniz?

---- N. Atalay: Batman dâhil olmak üzere, bölgenin birçok belediyesi partimizin elinde bulunuyor. Bu 10 yıl içinde elimizdeki belediyelerin kiminde çok ciddi, kiminde ortalama başarılar, kiminde ise başarısız pratiklerimiz oldu. Bu üçüncü dönemimizde mutlak başarıyı elde etmek gibi bir kararlılığımız ve hedefimiz var.  Batman’da ortalama bir başarı bizi tatmin etmeyeceğinden dolayı, mutlak bir başarı hedefine talip oldum. Amacımız Batman’ı hem kentsel, hem sosyal olarak daha ileriye götürmektir. İnsanların daha çok keyif alacakları, Batmanlıyım demekten gurur ve onur duyacakları bir kent oluşturmak istiyoruz. Kentsel anlamda, sorunlarını çözmüş sosyal başarısını tesis etmiş bir kent oluşturmaya talibim.

 

---- Melekçe: Yani başka bir değişle eğitimim, tecrübelerim Batman belediyesini yönetmeye yeterli ve ben bu noktada ehilim diyorsunuz. Peki, Destek eğitimi aldınız mı?

---- N.Atalay: Evet ehilim. O birikime sahibim. Bu kentin geleceğine ilişkin öngörülerimiz var. Ona nasıl ulaşacağımızı, şifrelerini ve yol haritasını biliyoruz. İnanıyoruz ki, Batman halkı da, o desteği ve o yardımı esirgemeyecektir. Partimizin yerel yönetim komisyonu var, orada görev aldım. İşin teoriğini öğrendim. Belediyecilik politikasının oluşturulmasında teorik olarak, kuramsal olarak çalıştım ve araştırma yaptım. Ayrıca D.Bakır Belediyesinde pratikte de çalıştım. Çevre-imar gibi neredeyse belediyenin bütünü diyebileceğimiz teknik birime bakıyordum.  Bu işlerin hepsi belediyecilik aslında… Dolayısıyla hem kuramsal, hem de pratik tarafını bilen bir insanım. Bu yönde iyi bir hazırlığım ve arka planım olduğunu söyleyebilirim.

 

---- Melekçe: Belediyeciliği kaldıracak teknik ekibiniz mevcut mu? Nasıl bir arka planınız var ve kimlerden oluşuyor?

---- N.Atalay: İsim vermeyeyim ama Batman’dan, D.bakırdan ve dışarıdan bir ekibimiz var. Strateji niteliğinde 5 yıllık bir mastır hazırlayacağız. Bu 5 yıllık mastır planı, 50 yıllık hatta 100 yıllık şehrin gelişim perspektifi ile hazırlanacak. 50 yıllık şehrin alt yapısının temellerini şimdiden bu 5 yıl içinde atacağız. Mastır planla kentin önceliklerini, sorunlarını, tespit edeceğiz. Başta Batman Belediyesi olmak üzere hem idari, hem ekonomi, hem de insan malzemesi kapasitesini analiz edeceğiz. Dolayısıyla hangi soruna, hangi insan malzemesiyle cevap vereceğimizi bileceğiz. Sonra bunları mühendislik projelerine dönüştürüp, 5 yıl içinde yapacaklarımızı takvimlendireceğiz. 50 yıl sonraki şehre nasıl gideceğimize dair de yol haritası oluşturacağız. Yol haritaları imar planlarıdır, kentin çeperleriyle, akslarıyla oynamaktır. Bunun kültürünü hem belediyede, hem de kentte oluşturmaktır.

 

---- Melekçe: Batman’ın en acil ve öncelikli çözülmesi gereken sorunu ve çözümü nedir sizce?

---- N.Atalay: Batman spesifik bir soruna sahip. İlk akla gelen ve görünürde olan hava kirliliği. Bu ciddi bir problem ve mucizeyle çözülebilecek bir sorun değil. Çözümü uzun zaman alacak bir sorun. Bir kere Batman topografik olarak yanlış bir yere kurulmuş, çukur bir yerde. Hava sirkülâsyonu yok, bu nedenle bütün emisyonlar Batman üzerine çöküyor. Bu temel nedenlerinden biri… İkinci nedeni ise; burada tüketilen yakıtlardır, emisyonlardır. Belediyenin olanaklarıyla yakıt ve emisyonlar kontrol edilebilir. Bunun için hem belediye, hem de kamu eliyle bütün mekanizmaları harekete geçireceğiz. Orta ve uzun vadede yine kentin akslarıyla ve imar planlarıyla oynamak suretiyle, hava alabileceği hava koridorlarıyla yeni bir yapılaşma yaratacağız. Yeni yerleşim yerlerine yeni imar planını uygulayacağız. Hava kirliliğini giderme açısından toplu yeşil alanların yanı sıra parsel bazında küçük küçük ya da orta ölçekli yeşil alan desteği yapacağız.

 

---- Melekçe: İlk göze çarpan sadece hava kirliliği mi?

---- N.Atalay: Hava kirliliği kadar önemli bir sorun daha var. İluh dersi. Önce bunun analizini yapacağız, gerçekleşebilirliğini ölçtükten sonra ancak net bir şey söyleyebilirim. İluh deresi Batman Çayına kadar akan bir dere. Derenin her iki yakasına 50 yada 100 m civarında bir koruma bandı oluşturulup birinci koruma bandını yeşil alana dönüştürmek, ikinci koruma bandını ise kentsel dönüşüm projesiyle yeni bir cazibe merkezi yaratmak gibi bir mega projem ve hayalim var. Hem estetik, hem de yaşanması gereken bir kent yaratmak için en öncelikli olanlar kısaca:  Kentin yeşil alan ihtiyacı, İluh deresinin ıslahı ve başka cazibe merkezleri yaratmak.

 

---- Melekçe: Nasıl bir yönetim anlayışınız olacak? Katılımcı bir yönetim anlayışından yana mısınız?

---- N.Atalay: Şeffaf olacak. Bu değiş siyasette hep söylenegelen bir şeydir ve aynı zamanda özeleştirimizdir de. Bu mekanizmaları çok ciddi oranda oluşturamadık. Belki kimi spesifik sorunlara ilişkin çeşitli katılım mekanizmaları oluşturulmuş olabilir. Hatta bazı yerlerde ciddi mekanizmalar da oluşturdu, ama siyasette söylediğimiz şeyin hayat bulması yani pratik bulması için ciddi bir programımız var. 

 

---- Melekçe: Şeffaflık düzeyiniz ne olacak, nasıl bir program bu. Bizimle paylaşır mısınız?

---- N.Atalay: Katılım mekanizmalarını mutlaka oluşturacağız. Bu kenti, bu kentlilerle birlikte yürüteceğimiz gibi bir iddiamız var. Basit bir örnekle açıklayacak olursak: Meclis toplantılarımıza hem halkın, hem de sivil dinamiklerin katılımını sağlayacağız. Bunu yanında yeni toplumsal düzen örme uğraşımız da var. Kominler, mahalle meclisleri, kent meclisleri gibi mekanizmalar oluşturacağız. Onlarla beraber karar alacağız ve aldığımız bu kararları hayata geçireceğiz. Böyle bir toplumsal düzen kuracağımıza dair hayalimiz var. Bir mahalleyle ilgili verilecek bir kararın düşünsel aşamasından, imar ve inşaa aşamasına kadar katılım mekanizmalarını oluşturacağız.

 

---- Melekçe:  Bu hayallerinizi gerçekleştirmek, söylediğiniz kadar kolay olacak mı?

---- N.Atalay: Tüm bunları söylemek kolaydır. Ama uygulamak bir süreç meselesidir. Bir kültür meselesidir. Böyle bir azmim var. Biraz zaman alacak fakat 5 yıl içerisinde bu modelleri mutlaka oluşturacağız. 2009 yılı için çok gerçekçi olmayabilir, çünkü bütçe ve yatırım programları hazırlanmış, en nihayetinde belediyelerin de bir harcama yönetmeliği var ve onları esas alacağız.

 

Melekçe: Geçmişe baktığımızda Batman bir tarım kenti olarak göze çarpmaktaydı. Oysa tütüne uygulanan kota bir tarım kenti olmasını ortadan kaldırdı. Batman bir sanayi kenti mi bir tarım kenti mi yoksa bir turizm kenti mi?

N. Atalay: Batman bir sanayi kenti değil. Bir tarım kenti. Ama salt bir sektörle bir kentin kalkınmasını ve geleceğini kurgulamak da pek olanaklı değil. Çünkü Batman için hiçbiri tek başına yeterli değil. Batman’ın böyle bir potansiyeli de yok. Hammadde sanayi potansiyeli çok yüksek bir kent değil. Hizmet sektörü üzerine kurgularsak, tek başına bu da yeterli değil. Çok yetişmiş insan malzememiz yok. Dolayısıyla hizmet sektörünün çok geçmişi yok. Ilısu barajı gündemde olduğu için ciddi bir turizm potansiyeli de yok. Hemen yanı başımızda olan bu hazineden de yeteri kadar faydalanamıyoruz.  Fakat baraj yapımı bu ülkenin gündeminden çıkarsa, kendi kendini sürdürebilen üretebilen bir hale gelecektir. Dünyada benzeri az olan tarihi kültürel bir mirasa sahip. Dolayısıyla Hasankeyf’e yapılması düşünülen barajın gündemden çıkarılması için mücadelemizi devam ettireceğiz. Ben inanıyorum ki bu baraj gerçekleşmeyecek. Fakat ne yazık ki baraj gündemden düşmeyene kadar ciddi sermayedarlar oraya yatırım yapamayacaklar. Hasankeyf’e yapılan her yatırımın Batman’a çok ciddi bir katkısı ve getirisi olacak.

 

---- Melekçe: Bu durumda sizce Batman hangi alanda öne çıkmalı? Batman’a biçtiğiniz rol nedir?

 

---- N.Atalay: Salt  bir sektörle bu kentin kalkınmasını ve geleceğini kurgulamak mümkün

değil. Belediye, hükümetler üzerinde kamunun yatırım yapması yönünde kentin dinamikleriyle basınç oluşturabilir. Sanayiye ilişkin yine belediyenin elindeki imkânları olabildiğince kullanmaya, hammadde ve pazar ilişkisi çerçevesinde destek olmaya çalışacağız. Tarıma elverişli çok geniş verimli arazilerimiz var. Tarımı tekrar canlandırmak ve güçlendirme noktasında ciddi çalışmamız olacak. Meslek edindirme kurslarından tutun da, bu sektörde çalışan başka kurum ve kuruluşların da desteklenmesi, teşvik edilmesi için çabalarımız olacak. Bundan ziyade kentin sosyalitesine, hem kentliğine hem de ekonomik geleceğine yönelik katkısı olabilecek ne varsa biz kapasitemiz, aklımız ve olanaklarımız çerçevesinde destek olmaya çalışacağız.

 

---- Melekçe: İşsiz gençlerimizi sokaktan, genç kızlarımızı evden kurtaracak istihdama yönelik projeleriniz var mı?

---- N.Atalay: İşsizlik, fakirlik ve yoksulluk bu kentin ve bu bölgenin çok ciddi bir problemidir. Siyasetin, Cumhuriyet rejiminin, politik sahiplerle bu bölgeyi bu halkı yoksulaştırdığı kanaatimiz var. Türkiye’de kişi başına düşen milli hâsılanın dağılımına baktığımızda bölge illerinin gittikçe ilerlediğini, ya da diğer iller daha fazla ilerlerken bu bölge kentlerinin daha az zenginleştiğini görebiliyoruz. Yoksulluk ve işsizlikle baş etmekte tabi ki, belediyelerin işi değil. Kamunun görevini de başka yerlere yüklememek lazım. Zaten devlet, belediyesi DTP’te bulunan kentlerin kamusal alanından elini çekmiş ve yetkilerini belediyelere devretmiş durumda. Ne yol yapmakta, ne su getirmekte, ne de köylere hizmet götürmektedir. İşsizlik ciddi bir gerçeğimiz ama belediye eliyle giderilebilecek bir şey değildir. Devletin sosyal politikalarıyla, kamu yardımıyla, yoksullukla mücadele metotlarıyla bunun üzerine gidilebilir. Bu devletin bir problemidir. Devlet bunu yapmak durumundadır. Kurumsal olarak bu şekilde kendini formüle etmiş devletler sosyal devletlerdir.

 

---- Melekçe: Peki, devlete destek olma ve kentin bu sorununa çözüm olma notasında belediyenin katkıları olamaz mı?

---- N.Atalay:  Belediye olarak yapmamız gereken ne varsa yapmaya çalışacağız. Mesela parti olarak elimizde bulunan belediyelerde hizmet alımı taşeron çalışanları diye bir politikamız var. Bir kadrolu çalışanın belediyeye maliyeti 3 bin lira civarında iken, asgari ücretle çalışan taşeron işçilerinin eline geçen ve belediyeye maliyeti 6 yüz liradır. Dolayısıyla bir kişi yerine 3 kişiye istihdam sağlamış olacağız en azından akşam evine götürecek bir ekmeği olacak. Diğer proje: Belediye eliyle orta vadede olan hizmetleri, hizmet satın alma yoluyla daha fazla insan çalıştırarak sürdürmektir. Bu da kentin en az birkaç yüz ailesine biraz daha rahat nefes aldıracaktır.

 

---- Melekçe: Batman’ın bir imaj sorunu var.( İntihar vakaları, faili meçhuller gibi.) Batman’ı tanıtım ve bu imajı silmek için bir projeniz var mı?

---- N.Atalay: Batman yeni ve genç bir şehir. 50 yıl içerisinde büyük bir nüfus yoğunluna ve kent hacmine sahip olmuş. Kent kimliği henüz oluşmamış. Ne devrimci bir geçmişi, ne entelektüel bir şehir, nede kentsel bir geçmişi var. Yeni kent kimliği ve bir alt yapı oluşturmaya çalışan bir şehir. Sosyal olarak da çok iyi bir şehir değil. Dolayısıyla yaşadığımız bu sıkıntılar, krizler, imaj problemi diye tarif edilenler doğal ve diyalektik şeylerdir. Ama bu kentin bir kimliğinin oluşmasına, belediye eliyle katkımız olacaktır. Zaten yapmaya çalıştığımız 50 yıllık yol haritasıyla ilgili kastımız da budur. Objelerle yeni bir kent ve kent kültürünü oluşturmaya çalışacağız. Aynı şekilde kentliler ve kentin entelektüelleriyle, STK’larla ve dinamikleriyle ortak bir akıl yakalamaya çalışacağız. Hayalini kurduğum kenti birlikte yapacağız. Fotoğrafını onlarla birlikte oluşturacağız. Görsel anlamda da göze hoş gelen bir kent yarattığımızda, biz de her yerde Batmanlıyım demekten keyif duyacağız.

 

---- Melekçe: Başarmak için en önemli malzeme nedir?

---- N.Atalay: Batman konusunda ortaklaşabilirsek inanıyorum ki, o kimliğe kolay ulaşacağız. Batman’da gerçekten bu potansiyel de var. Basın da var. STK’ lar da var. Umudumuz, kendini sürdürebileceği barışık ve iyi bir kent yaratmak. Bunu

başarabileceğimize de inanıyorum. En önemli malzeme her şeyden önce inanmaktır. Gerisi emektir.

 

---- Melekçe: Sosyal hayatı canlandırma noktasında neler yapılabilir? Bu konuda Belediyenin üzerine düşen görevler nelerdir?

---- N.Atalay: Bu kenttin sadece binalarını, yollarını ve sokaklarını kastetmiyorum. Sosyal olarak da kendini sürdürebilen bir kentten bahsediyorum. Sosyal hayatın hareketlenmesi için, öncelikle bütün esnafın kendi aralarında birleşerek yapabilecekleri var. Sosyal-kültürel etkinlikler düzenleyerek işyerlerinin bulunduğu yerlere sosyal bir cazibe kazandırabilirler. Bunun yanında belediyenin yapacakları da var. Yeni gelişmekte olan üniversitemiz var. Üniversitedeki gelişim kente de yansıyacak. Üniversitenin gelişmesi büyümesi öğrenci sayısının artması ve kente bir getirisinin olması için belediye eliyle yapılabilecek ne varsa onu da destekleyeceğiz. Sosyal kültürel faaliyetleri çoğaltacağız ve sivil çalışmaları destekleyeceğiz. Sosyal hayat ne kadar canlanırsa, üretim de onu o kadar takip eder.

 

---- Melekçe: Partinizin spor politikasında neler var. Gençleri çocukları kötü alışkanlıklardan koruyacak kültür ve spor merkezleri planlıyor musunuz?  Sağlık için halkı spora yönlendirme çalışmalarınız olacak mı?

---- N.Atalay: Sporun yaygınlaşması için, kenarlarda çeperlerde bile fiziki olanaklar oluşturulacak. Spor kulüpleri, amatör kulüpleri gibi kurumlara fiziki mekân yaratılacak. Taban sporlarını desteklemek ve yaygınlaştırmak gibi faaliyetlerimiz olacak. Bireysel yapılan sporları destekleyeceğiz.

 

---- Melekçe: Kentin futbol takımlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

---- N.Atalay: Batman’a bir futbol takımının yeterli olduğunu düşünüyorum. Bu belediye sporda olabilir Petrolspor’da… Genellikle belediyelerin spor kulüpleri, kara delik olarak kullanır. Yani açık kapatmak, bir şeyleri formüle etmek. Dolayısıyla bundan kurtulmak istiyorum. Yada petrolspora verme düşüncesindeyim. Birbirleriyle yarışan iki takımdan ziyade güçlerini birleştiren güçlü bir takımın oluşmasını daha doğru buluyorum.

 

---- Melekçe: Huzur evleriyle ilgili bir projeniz var mı?

---- N.Atalay: Bu devletin tasarrufunda olan bir mesele ama ihtiyaç varsa devletle ortak bir çalışma yapılabilir. Huzur evleri kadın sığınma evleri gibi yeni mekânlar yaratılabilir.

 

---- Melekçe: Meslek eğitimi ile ilgili geliştirdiğiniz projeler nelerdir?

---- N.Atalay: Hizmet sektörüne ilişkin lokantadan tutun da, bilgisayarcasına, dil eğitiminden, büro sekreterliğine kadar hizmet eğitimleri konusunda çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Doğalgaz konusunda da kalifiye elemanlar yetiştireceğiz.

 

---- Melekçe: Kapınızı mensubu olduğunuz partilerin dışındaki partilere de açacak mısınız?

---- N.Atalay: İnsan, ideoloji ve politik ayırımı gözetmeksizin herkesle oturup kalkacağız. Herkesin fikrini alacağız. Tabii kimliğimizi de arka planımızı da saklamadan görünür kılarak. Hayata ve meselelere farklı bakabiliriz ama sonuçta insanız ve ortak özelliklerimiz çok fazla.

 

---- Melekçe: Adımı yaşatacağım dediğiniz farklı bir projeniz var mı?

---- N.Atalay: İluh deresiyle ilgili kafamdaki proje en mega projem. Yeni bir şehir yaratmak demek… Amaç sadece dereyi ıslah etmek değil. Derenin her iki yakasına 50 ya da 100 m koruma bandı çekilecek. Birinci koruma bandı yeşil alan ikinci koruma bandı ise kentsel dönüşüm projeleriyle daha yaşanır cazip bir kent yaratmak. Meslek gruplarının kent dışına çıkarılıp siteleştirilmesi, ulaşım ve altyapı güçlendirilmesi,  toplu taşımacılığın daha rahat bir şekilde yürütülmesi ve D.Bakır caddesinin devlet hastanesine kadar olan bölümün göze daha hoş görünür hale getirilmesi gibi bir çok spesifik projelerim var. Fakat yenilemek istiyorum tüm bunlar kapasitemiz, ortak aklımız ve ortak katılımımız sonucu olacak şeylerdir ama gerçekleşmeyecek şeylerde değil.

 

---- Melekçe: Bazı Büyükşehir Belediyelerindeki gibi şirketler kurmak ve finansı bu şirketler üzerinden yürütmek gibi bir planınız var mı?

---- N.Atalay: Ciddi bir gündem değil ama bu da seçeneklerden biri. Sermayeyi kentte tutmak gibi bir çözüm olacaksa bunu da deneyebiliriz.

 

---- Melekçe: İlk bir yıl neyi hedefliyorsunuz?

---- N.Atalay: İlk altı ayda kentin 5 yıllık kalkınma planını çıkarmak gibi bir görevim var. Küçük kentsel problemleri ve acil müdahale etmemiz gereken bir kaç altyapı projemiz var.

Yol, kaldırım ve benzeri gibi konularında daha çok planlama yapacağız.  Kentin hangi tarafa doğru gelişmesi gerektiğiyle ilgili analizlerimiz olacak. Kentin akslarıyla oynayacağız.

 

---- Melekçe: Partinizin size dayatacağı bir kadroyla çalışır mısınız?

 

---- N.Atalay: Partimizin önceliyle benim önceliğim ve Batman’ın önceliği ortaktır. Partim Batman’ı çok seviyor. Bundan dolayı da yapmak istediği sadece belediye başkanını değiştirmek değil bir bütün olarak kendisini ve yönetim felsefesini değiştirmektir. Bir insanı alıp yerine başka bir insanı ikame etmek değildir. Sadece pozitif yönüyle konuşulacak bir belediye yaratmaya çalışıyoruz. Partimizin dayatması daha kabul gören modern bir kent yaratmaktır. Bu da Batman’ın ihtiyacı ve önceliğidir. Bu nedenle partimle herhangi bir sorun yaşamayı beklemiyorum.

 

---- Melekçe: Yönetimde yakın akrabalarınızdan kimse olacak mı?

---- N.Atalay: Ne yönetimde ne de belediyede çalışan bir yakınım olmayacak. Bundan böyle parti yöneticilerinin yakınları ne iş ne de ihale alamayacak. Bu, partimiz temel kararlarından biridir. 

 

---- Melekçe: 29 Mart seçimlerinde beklediğiniz oy oranı nedir?

---- N.Atalay: Çok ciddi bir kabul var ve ciddi bir yanlış yapmazsak 60 ya da 65 bin oranında oy bekliyoruz. Bunun üstü bir rakam da sürpriz olmayacak.

 

---- Melekçe: 5 yıllık başkanlık döneminiz bittiğinde nasıl bir Batman hedefliyorsunuz?

5 yıl içinde çok şey yapılabileceğine inanıyorum. Bu projelerim için bana 5 yılın yeteceğini düşünüyorum. 5 yılın sonunda yarım kalan projelerim var deyip bir 5 yıl daha istemeyeceğim. Bu sürenin sonunda herkesin hem benden, hem de partimin idaresinden tatmin olacağını iddia ediyorum. Allah kısmet ederse 5 yılın sonundaki fiziki farkı fotoğraflarla da göstereceğim.

 

---- Melekçe:  Başınıza gelebilecek en kötü şey ne?

---- N.Atalay: Arkadaşlarım, dostlarım konusunda yanılmak.

 

---- Melekçe:  En büyük başarınız?

---- N.Atalay: Yaptığım her işi başarmak…

 

---- Melekçe:  Arkadaşlarınız sizin en çok hangi yönlerinizi takdir ederler?

---- N.Atalay: Dürüstlüğüm, samimiyetim, dobralığım.

 

---- Melekçe: Batman’a vermek isteğiniz bir mesajınız var mı?

---- N.Atalay: Bizler referansları zengin ya da ağa olan insanlar değiliz. Bizler sıradan insanlarız. Bu halka dair kaygıları olan insanlarız. Halk, hem bizim hem de diğerlerinin durumunu okuyor. Dolayısıyla daha bilinçli ve daha vicdanlıdır. 5 yıl öncesinin insanı değil. Bu bilinci bu vicdanı sandığa yansıtır. Halkımızın öncelikle sandık başına gitmesini ve demokratik iradesini beyan etmesini rica ediyorum. Sandık başına gittiğinde, kimin kendisini düşünüp, kimin kendisine yakın olduğunun muhasebesini yapacağını düşünüyorum. Bu durumda ne düşünüyorsa ve kime oy veriyorsa en doğrusunu yapmış olacağını düşünüyorum.

           

 *******