02.03.1984. Batman Çağdaş Gazetesinin kuruluş yıldönümü. Okurlarına merhaba dediği gün. Bunun üzerinden tam 25 yıl geçti ve gazetemiz bugün 26 yaşında.

       Doğru habercilik ilkesiyle hareket eden ve altın çağlarını büyük bir olgunlukla yaşayan Batman Çağdaş Gazetesinin bir yazanı olmaktan onur duyuyorum.

       Konfüçyüs der ki; “ Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır. Siz kendinize inanın  başkaları da size inanacaktır.”

       Sayın Arif Arslan’ın 26 yıllık meslek yaşamı kendisine ve halkın ona inancının bir resmidir.

       Çağdaş gazetecilik anlayışı ve ilkeli duruşuyla toplumda sevilen ve sayılan Sayın Arslan’la Batman Çağdaş Gazetesini ve meslek yaşamını konuştum. 

 

     

---- Gazeteciliğe nasıl başladınız?

 

Yıl 1984 ve bir seçim arifesiydi, o zamanlar sıkıyönetimden henüz yeni çıkmış bir dönem yaşıyorduk. Daha evvel Batman Doğuş ve Yeni Zaman adında iki gazetemiz vardı. Sıkıyönetimden sonra iki yayına da ara verdik. Lise yıllarımdı, kapanan bu gazetelerde merhum ağabeyim Enver Arslan’ın yanında muhabirlik yapıyordum. Askerlik hizmetinden sonra, Yurttaş gazetecilik yayın politikası içeren Batman Çağdaş gazetesini çıkardık, bir anda kendimi gazetenin yazı işleri müdürü olarak gördüm. Alt yapıda muhabirliğim vardı fakat profesyonel anlamda ve 26 yıla yayacak bir gazete hayalim yoktu doğrusu. Belki düşümde bir eğitimci olmak vardı ama kader beni bir anda gazeteci yaptı.

 

---- Batman Çağdaş ismi kimin fikriydi?

 

İlk gazetemiz kapandıktan sonra, 1984 yılında yeni gazete için çalışmalar başlattık. Bu arada gazetenin ismi ne olmalı diye de bir yarışma düzenledik  50’ye yakın isim arasından bunu seçtik. Batman ı yarınlara taşıyacak ciddi bir yayın politikasının adı Batman Çağdaş olmalıydı. Bu isim daha sonraları aynı zamanda bir marka olmaya başladı yani Çağdaş ismiyle bir ilke de imza atmış olduk. Anadolu basınında üç bine yakın gazete var ve 1984 yılına bakarsanız Çağdaş ismini ilk olarak bizim kullandığımızı göreceksiniz. Diğer illere daha sonra yayılmaya başladı.

 

---- 26 yıllık süre içerisinde özellikle ödüllü gazeteci olmak gibi bir nam aldınız, nedir bunun sırrı?

 

Bunun sırrı kesinlikle çok çalışmak ve insan kaynaklı haber yapmak. Fakat bu ödülleri Arif Arslan tek başına almadı. Yazarı, çizeri, muhabiri ve baskı ustasına kadar herkesin bunda emeği var. Ekiple bu başarılara imza attık. Masa başı haberciliği yapmıyorum en ücra köşeye bile foto muhabiriyle birlikte gidiyorum. Olayı yerinde görerek ve araştırarak haber yapıyorum.

 

---- Kaç ödülünüz var?

 

26 yıllık meslek yaşamımda almış olduğum 60 ödül var.

 

---- Bir de adınıza açılan davalar var,  neredeyse bu davalardan dolayı bir namınız daha olacak. Kaç dava var?

 

Bugüne kadar adıma 120 dava açıldı bunların çoğunda beraat ettim. Adıma açılan her bir dava için her yıla birkaç ödül sığdırmaya çalışıyorum. Hedefim her davayı bir ödül ile ödüllendirmek. Zaten  gazeteci olup adınıza dava açılmaması mümkün değil.

 

---- Mesleğinizde ilkeniz nedir?

Hürriyet gazetesinin kurucusu Sedat Simavi’nin çok ünlü bir sözü vardır. Der ki, Sayın Simavi, “Bu meslek yorucu bir meslektir ama insan büyük bir zevkle çalışır kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma.”

Bende bu sözü kendime ilke edindim. Batman Çağdaş Gazetesi ilklere imza atan bir gazete ve  bu ilkeden asla taviz vermeyecek.

 

---- Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Derneğinin de başkanlığını yapıyorsunuz. Ne gibi çalışmalarınız var?

 

Batman Basını Güneydoğu ve Doğuanadolu  da çok saygın yeri olan aktif bir konuma sahip. Batman da 11 adet günlük gazete, 6- 7 kadar da dergi çıkmaktadır. Derneğimiz 1996 da yola çıkarken de hedeflediği buydu. Yayın organını çoğaltmak ve gazeteci sayısını artırmaktı. Dernek bir anlamda bunu başardı fakat tabi ki eksiklerimiz hala var. Hedefimiz bu mesleği daha saygın bir konuma getirmek.

Öncelikle üyelerimizden başlamak üzere, dil kursları için bu yıl İstanbul da eğitimler gerçekleştirilecek. Mesleki bilginin gelişimi için  Avrupa ya seyahatler düzenlenecek.Batman Belediyesi derneğe yapılması planlanan lokal için arsa tahsis etti. Yakın bir zamanda hizmet vermesi için hızlı bir şekilde çalışmalarımız devam etmektedir. 2009 – 2010 yılında yoğun çalışmamız olacak. SODES amaçlı bazı projeler de hazırlanıyor.

 

---- Genelde futbolculara sorulur bu soru ama bence gazetecilere de sorulması gerekir. Gazetecilik nankör bir meslek mi?

 

Zor bir soru fakat maalesef buna cevabım evet olacak. Örneğin, defalarca iyi şeyler yazın kimse teşekkür etmez fakat haklı yere bir kez bile eleştirdiğinizde  kıyametler kopar. Sonrada gazeteciden dost olmaz derler. Bu nedenle gazeteci hep yalnızdır. Gazeteciye biraz daha evrensel ve hoşgörüyle yaklaşmak lazım.

 

---- Samimi bir itirafta bulunmanızı istesem ve gazeteciden gerçekten dost olur mu diye sorsam?

 

İki gazeteci tipi vardır. Magazin peşinde gezen, bu mesleği günlük olarak gören,  bir de yıllara sarkan yani çınarlaşmış olanlar vardır. Bunu ayırmak gerekir. Benim tercihim ikincisi. Bir defalığına bu mesleği yapanlardan korkmak lazım, onların dost  olmasını beklemek gerçekten zordur.

 

---- Gazetecilikten emekli olunmuyor yani resmi bir kurum değil, peki nasıl para kazanıyorsunuz?

 

Gazetecinin emekli yaşı yoktur. Emekli olsanız bile yine gazetenin başında kalırısınız. Gazeteyi yaşatan ve maddi olarak ayakta tutan okurdur. Yerel basını ayakta tutan ilanların kısıtlanması bizleri zor durumda bırakıyor. Avrupa da bir kentte, ilk okunan gazete yerel gazetedir. Oysa, bizde bu yeterli bir düzeyde değil. Yaygın basının çekirdeğini yerel basın oluşturur fakat yerelden çok yaygın medyaya öncelik verilmektedir. Yerel basın üvey evlat muamelesi görmektedir. Yerel basına verilmesi gerekirken kredilerin çoğu maalesef yaygın medyaya verilmektedir. Bu nedenle yerel basın can çekişmekte. Okur yerel basını sahiplenmezse gazetecilerin geleceği karanlık olur.

 

---- Avrupa ile aramızdaki bu farkın nedeni nedir?

 

       Tabi ki eğitim önemli bir yer tutmaktadır. Batman Üniversitenin gelişmesiyle daha iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Bize gelen yorumlar ve e-mailler de bunu doğruluyor.    

 

---- Batman da yaşanan intihar vakalarına, gazetenizin geniş yer verdiği konusu eleştirilmekdir..?

 

2000’li yıllara baktığımızda Batman’da intihar vakaları bayağı yaygındı. Yerel basına düşen de bunu manşetlere getirmekti.  Vakalar gündeme geldikten sonra, yetkililer Batman’ın bu sorununa karşı daha duyarlı olmaya başladılar. İntiharları manşete çekmemizin nedeni de aslında buydu. Kanayan bu yaraya yetkililerin dikkatini çekmekti. Bunu başardık. Bir dönem Batman’da sosyolog, psikolog ve psikiyatrisiler yok denecek kadar az iken, şimdi ilimizde kriz masaları oluşturuldu. Bu konuyla ilgili bir çok incelemeler ve çalışmalar yapılmaktadır. Kurulan bu merkezler 24 saat hizmetler vermektedir. Fakat eleştirilerin bir bölümüne katılıyorum, şimdi bu konuda haber yazarken daha dikkatli olmaya özen gösteriyoruz.

 

---- Basın meslek ilkeleri var. Basın mensupları bu ilkelere uyuyor mu?

 

Üzerinde durulması gereken bir çok meslek etiği var. Maalesef  bazen bunlar ihlal edilebiliyor. Günün yoğunluğundan eksiklerimiz olabiliyor. Fakat zamanla bu konuda daha kusursuz olacağımıza inanıyorum.

 

---- Haber yazma teknikleri çok zordur, iyi bir haber sizce nasıl olmalıdır?

 

Gazeteci Cüneyt Özdemir’in 5N1K kuralına harfiyen uymak lazım. Ona uyulmadığı zaman haberin bir ayağı eksik olur. Vermek istediğiniz mesajı veremezsiniz. Aslında bunlar meslek sırrı fakat sizlerle paylaşmak benim için bir görev. Klasik başlıklardan ve haberlerden uzak durmak gerekir. Kolay bir başlık seçerek halkın diline inmek lazım. Kısaca bir haber kolay ve  anlaşılır olmalı.

 

---- Nedir bu 5N1K kuralı?

 

Yazılan bir haberde ‘ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim’ sorularının cevabını bulmalıyız. Bunlardan biri eksik olursa tam bir haberden söz etmek mümkün değildir. Profesyonel bir haber olmaz. Amatör bir ruhla profesyonelliği yakalamak için 5N1K kuralına mutlaka uymak zorundasınız. Haberin spotu haberin aynasıdır.

 

---- Gençliğe baktığımızda iyi gazeteciler yetişiyor mu?

 

1990’lı yıllarda Körfez savaşından sonra özellikle Güneydoğu’da iyi gazeteciler yetişmeye başladı. O yıllarda Batman’a gelen yabancı gazetecilerle çok çalıştık ve şahsım olarak onlardan çok şey öğrendiğimi diyebilirim.

Batman basınına objektif olarak baktığımda ise çok iyi gazetecilerin yetiştiğini söyleyebilirim. Daha da iyi olacağına inanıyorum. Batman basını bölgede bir çok gazeteden daha iyi muhabir ve gazete çıkarmaktadır, bundan da onur duyuyorum.

 

---- İyi bir gazetecinin kriteri nedir?

 

Önce insan sonra gazeteci olmalı. Topluma ve etrafa güven vermeli. Herkesle diyaloğu sıcak tutabilmeli. Dört dörtlük gazeteciyim dediğiniz anda biterseniz. Amatör ruhu kaybetmemeli. Güven veren gazeteci bence iyi gazetecidir ve başarılıdır.

 

---- Bölgede yıllardır gazetecilik yapıyorsunuz. Bu kent çok zor yıllar geçirdi. Gazeteci gözüyle o dönemden aklınızda kalanlar nedir?

 

Batman hak etmediği çok acı olaylarla karşılaştı. Failli meçhuller, karanlık olaylar ve düşük yoğunluklu savaş o dönemde yaşananlardı. Bir çok insan bundan etkilendi. O yıllarda kentte yaşayanların hafızasından silinmeyen olaylar mutlaka vardır. Halen olayların travmasını yaşayanlar var. Kısa bir süreçte Batman intiharların da başkenti oldu. Bu sorun aslında 90’lı yılların sonuçlarından biridir.

 

---- O günlere ait ilginç bir anınız var mı?

 

1984 yılında yerel gazeteler üzerinde oto kontrol sistemi vardı. Garnizon Komutanı aynı zamanda Yazı İşleri Müdürümüzdü (!) Bir prova baskı yapar ilk önce Garnizon Komutanına götürürdük. Onayından sonra gazeteyi baskıya verirdik. Her haberi yayınlayamazdık. Zaman zaman Belediye Başkanlığı görevine ilçe yöneticileri ve rütbeliler bakardı. Hiç unutmam bir Bayram arifesiydi,  “Kent çöpten geçilmiyor, Bayram gelmiş neyime” diye yapmış olduğun bir haber üzerine 5 saat gözaltında tutuldum. O zaman 23 yaşındaydım. Meslek hayatımın ilk yıllarıydı ve aslında ilk davam da galiba bu olmuştu. Yani dakika bir, gol birdi. Gazeteciliğin zor bir meslek olacağını o dönemlerde çok iyi anlamıştım.

 

---- Gazetecilik yapmak ne zaman daha kolay bir hal aldı?

 

 2000  yılından sonra, Avrupa Birliği süreciyle daha rahat bir habercilik yapıyoruz.

 

---- Gazetecinin özel hayatı var mıdır?

 

Gazetecinin özel hayatı gazetesidir. Malzemesi en çabuk tükenendir. Her gün sekiz sayfayı doldurmak zorundadır. Nasıl dolduracağım diye kara kara düşünürken özel hayata zaman ayırmak çok zordur.

 

---- Gazetecilerin yaşadıkları bir takım hastalıklar vardır, stres, varis, iyi beslenmeme gibi. Siz bunları yaşıyor musunuz?

 

Maalesef doğru. Bir haberi bağlı olduğumuz ajansa yetiştirme telaşı beni de strese sokuyor. Bu hastalıktan bende payımı alıyorum. Fakat doğru haberle gelen ödüllerle de dünyanın en mutlu insanı oluyorum.

 

---- Gazeteci gözüyle hükümetin basına karşı tutumu için ne söylersiniz?

 

Başbakanımız zaman zaman haber konusunda gazetecilere yükleniyor. Asılsız haber yapanlara karşı tavır alınmasını istiyor. Başbakanımızın bu yönünü önemsiyorum. Son zamanlarda  Doğan Haber Ajansıyla karşı karşıya geldiyse de, yine de basını önemsediğini görüyorum. Basını önemsemesini önemli buluyorum. Gazeteci olayların ve tarihin tanığıdır. Onları yazmak zorundadır.

 

---- Peki sizce hükümet başarılı mı?

 

Bu bölge için başarılıdır diyemem. Hasankeyf Ilısu barajından etkilenmeyecek bir şekilde projelendirilebilir. Çevrecilerin, tarih severlerin ve halkın istediği bu. Baraja karşı değiliz. Yılda 1 milyon turist Hasankeyf’i ziyaret ediyor. Bu bölgenin Kapadokyası olan  Hasankeyf’i turizme açmak ve önemsemek lazım. Her bir mağara bana göre bir fabrikadır.

 

---- Hasankeyf  Gönüllüler Derneği Başkanı olarak aktif bir roldesiniz. Hasankeyf’e yapılması düşünülen Ilısu barajı ile ilgili son durum nedir?

 

Hasankeyf  12 bin yıllık bir kent. Ilısu barajı aslında Hasankeyf’i dünyaya tanıttı. Avrupayla buluşturdu. Hasankeyf gönüllüler derneği ve çevrecilerin desteğiyle Hasankeyf için bir umut doğdu.  Hasankeyf’ e talipli olan İsviçre, Almanya ve Avusturya Türkiye’ nin 153 koşulu yerine getirmediği gerekçesiyle desteğini çekti. Türkiye Hasankeyf’in  tarihi dokusunu ya koruyacak yada bu ülkeler barajdan vazgeçecek. Projede değişiklik yapılmadığı sürece Avrupa destek vermeyecek.

 

---- Batman Kurum ve kuruluşları, Batman basınını önemsiyor mu?

 

Arzu edilen düzeyde olmasa bile buna vereceğim cevap evet önemsiyor.

 

---- Her gün köşe yazmak zor olmuyor mu, kaliteyi düşürmüyor mu?

 

Aslında çok zor. Bunun altından nasıl kalktığımıza bizde şaşırıyoruz. Bazen aynı konuları ısıtıp ısıtıp sunduğumuz da oluyor. Bu durumda da okurlarımızın hoş görüsüne sığınıyoruz. Aslından bölgemizde habere konu olacak malzeme çok ama, yine de bazen yazılarımız istediğimiz gibi olmayabiliyor.

 

---- Gazeteniz şu an da Türkçe yayın yapıyor. İllerde Kürtçe yayın düşünüyor musunuz?

 

Yıllar önce başvuru yapıldığında bu yasalar yoktu. Bir dönem ‘W’ yüzünden yargılanırken, şimdi TRT Şeş’te havada uçuşuyor. Kürtçeyi iyi yazmak lazım. İlerdeki süreçte zaman neyi gösterir kestirmek zor. Yeni reformların ve yasaların çıkmasını bekliyoruz. Bu alanda değişikler olduğunda Batman Çağdaş ismiyle değil de başka bir yayın organı adıyla olabilir. Fakat şu anda henüz Batman basınında hiçbir gazete buna hazır değil.

 

---- Köşenizin adı ‘Burası Batman’. Yazılarınızda neyi hedefliyorsunuz?

İnsanları kırmadan, dökmeden, incitmeden bir ilde olması gerekenleri özetliyorum. Burası Batman köşesini günde yaklaşık 1000 kişi takip ediyor. Amacım ihmal edilmiş sorunları yetkililere aktarmaktır. Bireysel sorundan uzağım. Kentin kanayan sorunlarını taviz vermeden dile getiriyorum. Ne kadar başarılı olduğumuzu da halkımıza bırakıyorum.

 

 ---- Yerel seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz, kimse projelerden ve yapacağı hizmetlerden bahsetmiyor. Siyasi jargonlar kullanıyor. Yerel seçimden çok genel seçim havasına girdi  gibi..?

 

Kürt sorunundan dolayı bölgemizdeki yerel seçimlerin iki parti arasında çekişeceği maalesef bir gerçektir. Genel seçimlerde 55’e yakın bir parti var iken, yerel seçimlerde ise bu sayı iki elin parmak sayısı kadar azalmaktadır. Son bir aya girdik. Hassas günler geçiriyoruz. Seçimin barış, huzur ve kardeşlik ortamında geçmesi için adaylar kadar yerel basınında sorumluluğu var.  Biz basın olarak sağduyunun galip gelmesi için gerekeni yapıyoruz. Adayların mesajları gerginlikten uzak olursa bu toplum beraber yaşar. Bu gökyüzünün yıldızları altında yaşıyoruz ve başka yer yok. Seçimin şölen havası içinde geçmesi hepimizin arzusudur. Bir kıvılcım istenmeyen sonuçları beraberinde getirebilir. İki parti adayı henüz yan yana gelmiş değil bu acı bir tablo aslında. Siyasi jargonlardan çok, Batman kazansın diyorum. Batman huzuru yakalamış bir kent ve hiç kimsenin bu huzuru bozmaya da hakkı yok.

 

---- 25 yıllık meslek hayatınızı geride bırakıp, 26 yıla ‘merhaba’ derken gazeteyi hiç çıkaramayacağım diye umutsuzluğa kapıldınız oldu mu?

 

1992’nin Ağustos ayında ağabeyim merhum Enver Arslan’ı kaybettikten sonra bir dönem tek başıma kaldım. Gazetenin kalitesi biraz düştü. O dönem bana  zor geldi. Kendimi toparlayamam ve gazeteyi götüremem diye düşündüm. Kısacası sendeledim. Fakat okurların desteğiyle yıkılmadım. Ondan  sonra böyle bir sıkıntı duymadım. Okurlar ve Çağdaş ekibi gazeteyi bugünlere kadar getirdi.

 

---- Önce ağabeyiniz, şimdi siz, peki sizden sorma gazeteyi devam ettirecek var mı?

Bu bir nöbet değişimidir. Gazetemizin editörü büyük oğlum Barış Arslan var. 24 yaşında. Ondan umutluyum. Başarılı buluyorum. Çok genç olmasına rağmen iki sene içinde çok anlamlı iki ödül aldı. Türkiye’de Nezih Demirkent ödülünü alan ilk genç gazeteci oldu. Başbakanlık Basın Yayın ikinci haber ödülünü aldı. Önü açık ve gözüm arkada olmayacak.

 

---- Gazetenizin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 

25 yılı geride bıraktık. Altın çağımıza doğru gidiyoruz. Anadolu Basının da 25 yılı devirenin sayı gerçekten azdır. Şu anda gazetemiz olgunluk dönemini yaşamaktadır. Önümüzde daha iyi işler ve daha uzun bir maraton vardır. Markalaşan Çağdaş’ın daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum.

 

---- Bir dönem gazetenize yönelik bir saldırı yaşadınız. Bu size neler düşündürdü?

 

1997’nin Şubat ayıydı. Bölgede yaşanan düşük yoğunluklu savaşın son dönemleriydi. Gazetede korucuların yaptığı olaylara yönelik bir dosya açılmıştı. Yapılan saldırı hak etmediğimiz bir durumdu. Gazeteye atılan bomba bir çok hasara neden oldu. Bizde derin izler bıraktı. Fakat bunlar da yaşamın bir parçasıydı. Görevimizi yarım bırakamazdık. Çünkü gazetecinin mazereti  olmaz. Her gün sıcak haberlerle kamuoyunun karşısına çıkmak zorundadır.

 

---- Gazetede bir günüz nasıl geçiyor?

 

Sabah en geç 07.00 de gazetenin başında oluyorum. Öğleye kadar gazetenin iç sayfaları ve spor bölümü bitiyor. Öğleden sonra gazetenin birinci sayfa hazırlığı başlıyor. Gelen yorumları ve  e-mailleri değerlendiriyorum. Telefonlara cevap vermekten bazen yemek yemeğe zaman bile ayıramıyorum. Günde en az sekiz saatimi gazeteye ayırmak zorundayım.

 

---- Mutlumuzsunuz?

 

 Gazeteci olmaktan dolayı çok mutluyum.  

 

---- Haftanın hangi gününü çok seviyor sunuz?

 

Pazar gününü çok seviyorum. Cumartesi günü gazetenin dinlenme günü olduğundan dolayı Pazar’a daha bir enerjik başlıyorum, bu nedenle Pazartesi gününki gazete daha iyi çıkmaktadır.

 

---- Geleceğine yön vermeye çalışan gençlere bu mesleği öneriyor musunuz?

 

Bu işin alayını okudum. Mektebini okuyamadım. Ama keşke okuyabilseydim. Şimdi  bakıyorum da üniversiteli gençlerin  büyük bir kısmını İletişim mezunları

oluşturmaktadır. Batman da iletişim okuyanların sayısı her geçen yıl biraz daha artmaktadır. Gazeteciliğin illerde altın meslek olduğunu iddia ediyorum.

 

---- 26 yıllık gazetecilik yaşamınız var. Geriye dönüp baktığımızda yapmak isteyip de yapamadığınız neler var?

 

Hep bir kitap yazmak istedim. Başladım ama yarım kaldı. Bu benim eksiğim. Mutlaka bu hayalimi gerçekleştireceğim.

 

---- İyi bir muhabir nasıl olmalı?

İyi bir muhabir hiçbir zaman haber kaynağının kendisini yönlendirmesine imkan ve fırsat tanımamalıdır. Gazetecilik mesleğinin en büyük handikaplarından birisi haber kaynağınıza kullanım kolaylığı sağlamaktır. Muhabirlerin en çok ihmal ettiği konu ne yazık ki, habere hazırlanma aşamasıdır. Bunun nedeni ise deneyimsiz olması ve onu yönlendirmesi gereken birim yöneticilerinin bu mesleği yeterince ciddiye almamasıdır. İyi bir muhabirin kalitesi haberinden, üslubundan, bilgi ve ilgisinden belli olur.

 

---- Internet gazeteciliği nasıl etkiliyor?

 

Muhabirleri tembelleştiriyor ve haberin kaynağında uzaklaştırıyor.

 

---- Batman halkı tarafından seviliyor ve sayılıyorsunuz. Nedir bunun sırrı?

 

Mütevazi olmak ve halkla iç içe olmak.

 

---- İletmek isteğiniz bir mesajınız var mı?

 

Her ne kadar doğum yerim Bismil olsa bile. Yaşım 48 ve 45 yılımı Batman’da geçirdim. Batman’ın sorunlarını kendi sorunlarım bildim ve çözümler aradım. Bunun mükafatını da halkın sevgisiyle alıyorum. Batman halkı nankör değildir, kadirşinastır. Dünyanın hiçbir yerinde burada gördüğünüz insan sıcaklığını bulamazsınız. Halkımın desteğiyle bu konuma geldim. Onlara çok şey borçluyum. Bu şehirde gördüğüm ilgiden ve sevgiden dolayı Batmanlılara teşekkürü bir borç biliyorum.

 

Gazetemizin 26. kuruluş yıldönümünü kutlayan okurlarımıza,  perde arkasındaki gerçek emekçilere yani mutfak çalışanlarına ve size çok teşekkür ediyorum.

Büyük zorluklara göğüs gererek gazeteyi ayakta tutmayı başaran ve bugünlere getiren Yazı İşleri Müdürü Sayın Arif Arslan’ı başarılarından ve cesaretinden dolayı kutluyorum.

 

Tebrikler Sayın ARSLAN, tüm çağdaş çalışanları ve gönüllüleri. İyi ki varsınız