Uçlarda bir riski yaşamaktır aşk. Hayatın anlamını arayıştır. Kendinden geçmektir. Faniliğin kıskacından bir süreliğine kurtulmaktır. Sizden başka birinin daha var olduğu bir alandır. Nefes kesen bir durumdur. Tehlikelidir. Zamanı sevmez bu nedenle zamansızdır. Haber vermez, ben geliyorum demez. Onay beklemez, sınır tanımaz kural bilmez, yıllarca inandığın ve koruduğun doğrularının bir çırpıda silinişidir. Aşığın  yanlışını bile doğru görmektir ve kabullenmektir.

       Filozoflar sanatçılar, edebiyatçılar yüzyıllarca aşkın gizemini tanımlamak için uğraşmalarına rağmen hiçbir zaman doyurucu bir sonuça ulaşamadılar. Tarih boyunca aşkın tarifi arandı durdu… Fakat aşkın tam  bir tarifi hiçbir zaman mümkün olmadı. Çünkü yeryüzünde kaç insan varsa

aşkın bir o kadar da  rengi ve tarifi var. Değişken olan aşkı her insan başka türlü yaşar ve her zaman bir beklentisi vardır. O beklentilerde beraberinde farklı bir tanımı getirir.

       Aşkın tam bir tarifini yapamayan uzmanlar onu kısımlara ayırıp farklı tariflerle biçimlendirdiler. İngiliz bilim adamları aşkın, yaşam tarzları, kültürel faktörler ve çağa göre değişen şekiller aldığını  test edip buna göre tanımlamalar geliştirdiler.

       Bazı aşklar karşılıklı güven ve desteğe dayanır dediler adını yetişkin aşk koydular.

       Bazı çiftler birbirlerini görür görmez aralarında kuvvetli bir enerji alış verişiyle şimşekler çaktırıp, fırtınalar koparıyorsa, buna da eros aşk dediler.

       Birlikteliğin kişisel zevklere ve eğlenceye dayandığı aşka ise hedonizm. Hedonizme göre her davranışın amacı mutlu olmak içindir. En üstün iyilik ve yaşamın anlamı hazdır ( Acıdan haz alan bünyeler hariç tabi.) Aşkta acı çektirilmez. Hedonistlere göre tek problem insanoğlunun doyumsuzluğudur. Hedonist aşık için aşk tek kişiyle sınırlı değildir. Kişilere değil aşka aşık olma durumudur. Bu nedenle aşkı tek kişiyle sınırlayacak sadakat kavramının önemi yoktur.

       Bazı aşklarda tutku vardır romantizmi yaşar. Romantik aşkta aranan sadece insani aşk ve bir  ilişki değildir aynı zamanda manevi deneyim ve bir bütünlük özlemi de vardır. Bu aşkla bir tamamlanmışlık, yani eksik bir parçanın geri verildiği duygusu yaşanır. Çiftlerin birbirlerine duygusal olarak ihtiyaç duyduğu döneme denk gelen aşktır.

       Bir de, kavuşmak için çiftlerin büyük savaşlar verdiği efsanevi olan mitolojik aşklar var. Platonik aşklar da buna dahil edildi.

       Toplumun  beklentilerine göre şekil değiştiren aşklara ise sosyal aşklar dendi

       Maceracı aşklar ise sosyal aşkların aksine büyük inişleri ve çıkışları olan, daha çok çapkın diye nitelendirilen aşklar oldu.

       Herkesin daha çok yaşamak istediği, daha uzun ömürlü olan güvenli aşk hali ise, zamanla en iyi arkadaşlık sonucu doğan türüdür( gerçi aşkın bu halini aşkın doğasına uygun bulmayanlarda var ama…) Aşıklar birbirini iyi tanır. Nelere tepki verdiklerini iyi bildiklerinden hareketlerini de ona göre düzenlerler. Belki de kafa göz yardırmayan tek aşk türü olarak bilinir. Aşkın güvenli halini yaşayanlar, bilirler günün birinde ihtiyaç duyulduğunda yani düştüğünde  elinden tutup çekecek birinin olduğunu. Bu nedenle güvenli aşk cephesinde huzur biraz daha yoğunluk kazanır.

       Bir de aşkın ortak hali var. Çiftlerin kişiliklerini yitirerek tek benlik oluşturdukları ve birbirlerinin cümlelerini tamamladıkları aşk

       Olmazları olduran, varlığın merkezini değiştiren, 9.4 şiddetinde bir deprem yaşatan bu duygu söz konusu olurda herkesin bir tarifi olmaz mı?

       Hiç bir şeyin ölümsüz olmadığı bilinmesine rağmen Ölümsüzlüğü ve zamansızlığı vaat eden bu duyguyu konuşmak ve tanımlamak aslında zor değil, zor olan onu oldurtmak…