Güzel bir yaşam!..

 

Evet! Uzun bir süre bizim için güzel bir yaşam başlasın diye bekler dururuz…

 

       Bunun için de önümüze sürekli engeller çıkarır ve adına de hedeflerimiz deriz. Deriz demesine ama gel gör ki adına hedef dediğimiz bu engellerin ardı arkası da kesilmez…

 

Biri biter biri başlarken, birde bakmışız ki, hayat elimizden kayıvermiş.

 

       Sorun olan hedef değil, sorun olan ulaşmaya çalıştığımız şeyi hayatımızın merkezi haline getirmek.

 

       Evet! Hedeflerimiz tabi ki olmalı. Yazılanlardan olmaması anlamı çıkarılmamalı. Elbette ki, hayallerimize daireler çizmemeliyiz, çünkü hayal ettiğimiz sürece varız.

 

       Fakat bilinmesi gereken yaşamın engellerden oluştuğunun ve asıl mutluluğun sırrının bu engellerin aşılmasında olduğunun ayırtına varabilmektir.

 

       Zamanı durduramayız. Fakat hayat dediğimiz şeyin aslında, hedefe ulaşmaya çalışırken yaşadıklarımızdan ibaret olduğunu unutmamak lazım.

 

       Oysa biz engelsiz bir yaşam düşünüp bunun için çırpınırken elimizden kayıp giden yaşamın ise çok geç farkına varıyoruz.

 

       Zaman hiç kimseyi beklemez ve ona ayak uyduramazsak maalesef zamanın çok gerisinde kalırız…

 

       Zamanı zamanında yakalayabilmek için bazı değerleri unutmamak lazım.

 

       Ve bilmeliyiz ki;

 

       Yaşamımızda, bir kez gittiğinde geri dönmeyen üç değer vardır.

 

       Zaman, sözcükler ve fırsatlar.

 

       Bilmeliyiz ki;

 

       Yaşamımızda, hiçbir zaman yitirilmemesi gereken üç değer vardır.

 

       Barış, umut ve dürüstlük.

 

       Bilmeliyiz ki;

 

       Yaşamda üzerinde yükseline üç dayanak,

 

       Sevgi, kendine güven ve arkadaşlıklardır.

 

       Bilmeliyiz ki;

 

       Yaşamda, sürekliliğine güvenilmeyen üç değer;

 

       Düşler, başarı ve zenginlik.

 

       Bilmeliyiz ki;

 

       Yaşamda, kişiyi geliştiren üç değer;

 

       Çok çalışma, içtenlik ve başarı.

 

       Bilmeliyiz ki;

 

       Yaşamda, kişiyi körelten üç öğe:

 

       Cesaretsizlik, gurur ve öfkedir.

 

       Ve yine bilmeliyiz ki;

 

       Anı yaşamak ve hayatın tadına varabilmek adına;

 

       Okula gitmeyi ya da okulun bitmesini, kilo vermeyi yada almayı, çocukların olmasını yada büyümesini, evlenmeyi yada boşanmayı, anılara sığınarak geçmişe dönebilmeyi, yeni bir araba yada ev almayı, işe başlamayı yada emekli olmayı, cuma akşamını yada hafta sonunu, yazı, kışı, sonbaharı yada ilkbaharı, piyango yada totodan zengin olmayı, ayın birini ortasını yada sonunu, ölmeyi yada yeniden doğmayı beklediğimiz ve bu süreçte kaybettiğimiz her fırsat için;

 

       Kendimize bir özür borçluyuz…