İnsanoğlunun ekolojik dengeyi bozmaya başlaması ile birlikte yeryüzünde kürsel ısınma başta olmak üzere bir dizi olumsuz gelişme yaşanmaya başlandı.

Kağıdın icadı insanlık tarihi açısından çok önemli bir gelişmeydi. Kağıdın ağaçlardan elde edilmesiyle birlikte bu alanda bir çok ağaç kullanılmaya başlandı ancak insanlar kestikleri ağaçların yerine yeni ağaçları dikme zahmetine katlanmadıkları için zaman içerisinde bir çok orman yok oldu.

Yaşamımız için vazgeçilmez temel gereksinim olan oksijenin doğal üretimi fotosentez yoluyla bitkiler tarafından sağlanmaktadır. Bitkilere öylesine hesapsızca yöneldik ki bu yönelişimiz sonunda bize zarar vermeye başladı. İnsanlar kendi elleriyle ve yaptıkları yanlış uygulamalarla kendi sonlarını hazırlamaya devam etmektedirler.

Uygulanan yanlış politikalar sonucunda binlerce hektarlık ormanlık alan yok edilmiştir. Bölgemiz baştanbaşa ormanlarla dolu bir bölgeyken son bir kaç yüzyıllık uygulamalar neticesinde ağaca hasret bir alan haline getirildi.

Vatandaşlarımız bilinçsiz bir şekilde ağaçları keserek kendi ihtiyaçlarını giderirken aynı zamanda geriye dağ ve taştan oluşan bir alan bırakmaktadırlar.

Evliye Çelebi, “ Seyahatname”  adlı eserinde Hazo’dan (Kozluk ilçesi) yola çıkıp Bitlis’e gitme hikayesini anlatırken yolda sincapların daldan dala atlayarak Sarıkamış'a kadar gidebildiklerini aktarmaktadır. O zamanlar bu bölge baştanbaşa ağaçlık alanlarla doluyken bugün bölgenin çorak bir araziden ibaret olduğunu görmek insanın içini burkuyor.

Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına düşen yeşil alan miktarı 10 metre kare olarak tespit edilmiştir. Bu alandaki dünya ortalaması ise 7 metrekare olarak kabul edilir. İlimiz merkezi yeşil alan konusunda ne yazık ki bu değerlerin altındadır. En büyük yeşil alanlar ise TPAO ve Tüpraş sahalarında kalmaktadır. Son zamanlarda yeni açılan parklar nedeniyle yeşil alan oranında bir yükselmenin oluştuğunu görmekteyiz. Kişi başına ortalama 3 metrekare olan yeşil alan son yıllardaki çalışmalar sayesinde 4,5 metrekareye kadar yükseltilmiş ancak bu oran bile dünya ortalamasının altında bulunmaktadır.

Yeşil alanların artırılması ve yeşillik içinde bir kent için vatandaşlarımızın gerekli destek ve gayreti göstermeleri gerekmektedir. Özellikle ağaç dikmek mevsimlerinde her vatandaşımızın ve hemşerimizin en azından bir ağaç dikerek bu alanda üstüne düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir.

Belediye tarafından yapılan parklarda ekilen çimenlerin ve dikilen ağaçların da korunması gerekmektedir.

Yaşamımızı sürdürmenin temel gereksinimi olan yeşil alanların kurulması, korunması ve kollanması şehirde yaşayan bütün hemşerilerimizin temel görevlerinden olmalıdır. Böylesi hassas bir konuda işi sadece resmi kurumlara bırakarak sıkıntıdan kurtulamayacağımızı bilmemiz gerekmektedir.

Sonuç olarak tarihten bizlere gelen yeşil mirası koruyamadığımızı kabul etmemiz gerekmektedir. Bu yanlışlığımız doğal dengenin bozulmasına, mevsimsel değişikliklerin oluşmasına ve sıcaklık değerlerinin artması sonucu binlerce türden canlıların yok olmasına sebep olmuştur. Dahası bizim bile sağlıklı bir ortamda ihtiyacımız olan temiz havayı soluma imkanımız kalmamıştır.

“Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikin.” Hz. Muhammed (S.A.V.)