Yazın ortasındayız, sıcaklar memleketimizde en yüksek seviyeye ulaştı.

En iyisi tatil, maalesef herkes bu imkana sahip değil. Umarım her kesimin tatile ihtiyacı olduğu bu süreçte tatilini geçirir. Tatil yapamayanlar için sadece yapabileceğim üzgünüm demek. Hayat adil değil maalesef istediklerini ve hayallerini gerçekleştiren var, gerçekleştiremeyen var. Ya da ülkesinde savaş açılmış bir çocuğun başka bir ülkeye gidip sığınmacı durumun da kalması gibi. Umarım tüm masum çocukların masumca yaşamalarını sağlayacak bir dünya olur.

 

Maalesef, beş yaşındaki masum bir çocuğun sırtından geçinen ülkeler var. Bu yüzden hayat adil değil. Bu düzeni değiştiremeyiz ama bireysel olarak adil olup kendi dünyamızı temiz pak haline getirebiliriz.

 

Bizim dışımızda bazı kurumlardan adil olmalarını talep ederiz. Kim bunlar diye sorduğumuzda hakim, savcı ve spor müsabakası yöneten hakemler.

 

Alanımız futbol olduğu için adil olmasını istediğimiz kurum merkez hakem kurulu...

Adil düdük üflendiğinde merkez hakem kurulu saygınlık kazanır. Ülke futbolu gelişir. Kulüp yönetenler doğru yapıp yapmadıklarının farkına varırlar. Teknik heyet emeğinin karşılığını alır. Futbolcu sahada kendini güvende hisseder ve sadece futbola odaklanır. Taraftar sadece takımını destekler. Hakem arkadaşımın karakteri güçlü olması gekekir. Gelişen tüm olumsuzluğun üstesinden gelebilecek, müsabakada değerlendirme yapılırken a takım b takım olarak değerlendirilir.

 

Maçı yönetecek hakemin iyi bir empatiye sahip olması gekekir. İyi bir fiziğe sahip olmasına gerek yokmuş çünkü Cüneyt Çakır bunu çürüttü. Ülkemiz hakemlerimizin gelişmelerini sağlayacak zemine sahip mi? Hayır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölge hakemlerimizin zor şartlar altında müsabaka yönettiklerini biliyorsunuz. Amatör bir müsabakada iki takımın da mutlaka kazanılması gerekirken maçın atmosferi bölgemizde nasıl bir görüntü içinde olduğunu söylemeye gerek yok. Bölgemizde altyapı müsabakaları dahil amatör takımları lige başlarken amaçlarının sadece kazanmak olduğu bir şehirde hakemlerimizin kendilerini geliştirebiliyorlar mı sorusunun cevabı; hayırdır…

 

Bir taç atışı yüzünden hakemlerimizin tartaklandığı ve hakaretlere maruz kaldığı bir ortamda maç yönetirken ruh hallerini düşünemiyorum. Şiddet altında maç yöneten hakem arkadaşımın ruh haliyle sağlıklı bir ortamda maç yöneten hakem arkadaşımın ruh hali arasında çok büyük olumlu anlamda fark olur. Her kesimin kazanması için sahaya çıktığı bir bölgenin atmosferi gergin... Stersli... Şiddet dolu geçer. Hakem arkadaşımda haklı olarak maçı idare eder. Ederse de gelişim sağlayamaz.

 

Bölge hakemlerimizin bir diğer handikapları da yeteri kadar lobilerinin olmadığıdır. Hakem arkadaşlarımın en büyük dezavantajları da her sezon merkez hakem kurulu başkanın değişmesidir. İstikrarsızlık hakem atamalarına etki eder. Şunu net söylebilirim; hiçbir MHK Başkanı bizim bölgemize güzel bakmadı. Mutlaka gelişim göstermenin başka nedenleri vardır. Analizim ve tespitlerim bunlar. Haftaya görüşmek üzere, sağlıcakla.