Ülkemiz 19 yıl önce bugün çok büyük bir felaket yaşamıştı. Tarihe ‘Marmara Depremi’ olarak geçen o büyük felaketten sonraki günlerde bu köşede günlerce insani yardım çağrıları yapmış, yaraların sarılması için dayanışmanın önemi üzerinde durmuştum. Bugün ise olası yeni büyük bir felaketin yaşanmaması için karınca kararınca katkı sunarak görevimi yapmaya çalışıyorum.

Deprem felaketinin 19. Yıldönümüne gelirken, hala Marmara felaketinden dersler çıkarmadığımızı gözlemliyorum.

Olası İstanbul depremi için bilim insanları ısrarla uyarılar yapmaktadır. Ne yazık ki bilim insanlarının uyarıları doğrultusunda ciddi hiçbir tedbir alınmamaktadır…

Bilim insanları ittifakla Marmara ve özellikle İstanbul’da büyük bir deprem yaşanacağını, binaların, yapıların bu depremi karşılayacak donanımda olmadığını, milyonlarca insanın ölebileceğini açıklayıp, tedbir alınmasını istiyorlar. Heyhat, basiretler bağlanmıştır…

**

**

17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Depremi yaşanmıştı. Depremden sonraki vahim tabloya bakalım: “Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve ‘asrın felaketi’ olarak tanımlanan Marmara Depremi, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova ile civar il ve ilçelerde yıkıma yol açtı. Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve ‘asrın felaketi’ olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi saat 03.02'de meydana gelmiş ve 45 saniye sürmüştü. Resmi kayıtlara göre Kocaeli’nde 9 bin 477, Sakarya’da 3 bin 891, Yalova’da 2 bin 504, İstanbul’da 981, Bolu’da 270, Bursa’da 268, Eskişehir’de 86 ve Zonguldak il sınırı içinde de 3 kişi olmak üzere toplam 17 bin 480 kişinin can verdiği büyük felakette yüz binin üzerinde insan da evsiz kalmış, yaklaşık 24 bin kişi yaralanırken, birçok kişi de sakat kalmıştı. Sadece Kocaeli bölgesinde 17 bin civarında bina depremin ilk dalgasında çökerken, 91 bin konut orta hasar, 102 bin 822 konut az hasar gördü. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi 7,4 büyüklüğündeki gerçekleşmiş ve tüm Türkiye'ye büyük bir acı yaşatmıştı.”

Deprem ile ilgili bu bilgiler kesinlikle felaketin korkunç boyutlarını algılamamız için yeterli değildir. O gece yaşanan vahim korku, koca binaların büyük gürültüyle yerle bir olmaları, enkaz altında kalan ve günlerce kurtarılmayı bekleyen vatandaşların iniltileri, canhıraş feryatları tarif bile edilemez…

**

**

BÜYÜK DEPREM VE TSUNAMİ BEKLENİYOR…

Değerli Okurlar, hepimizin mutlaka kimi yakınları İstanbul’da ikamet ediyor. İstanbul için olası deprem uyarısı yapan bilim insanlarının sesine kulak verilmelidir.

Orada hiçbir yakınımız olmasa bile, yaşanacak büyük bir felaket için endişe etmeliyiz. Bilim insanları bugün, yarın veya 40-50 yıl içerisindeki bir zaman diliminde İstanbul’da büyük bir deprem olacağını ifade edip, gerekli tedbirlerin alınmasını istiyorlar.

İstanbul’daki yapıların büyük çoğunluğunun 6 şiddetindeki depreme karşı bile dayanıklı olmadığını belirten bilim insanları, 7 üzerindeki deprem ve tsunami için uyarıyorlar. Son günlerde basında çıkan haberler endişe vericidir, özetine bakalım: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen ‘İstanbul'un Afetlere Hazırlık Çalışmaları Çalıştayı’ başladı. Çalıştayın açılışına katılan Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Başkanı jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy, olası İstanbul depremine dikkat çekerek, ‘Yabancı ve yerli yer bilimcilerinin ortak fikri; gelecekte Marmara Denizi içerisinde 7'den büyük bir deprem olabileceği ve beraberinde yıkıcı bir tsunami dalgası oluşabilir. En kötü senaryoya göre deprem büyüklüğü 7.7'ye bile varabilir. Elbette ülkemizde büyük deprem oluşturabilecek pek çok fay kuşağı bulunmaktadır. Ama nüfus, yapı, finansal yoğunluk açısından Marmara'yı daha çok konuşmamız gerektiği bir gerçektir. Bu yüzden Marmara'daki deprem sorunu bir milli güvenlik sorunu gibi el alınmalıdır’ dedi.” https://www.haberler.com/prof-dr-ersoy-en-kotu-senaryoya-gore-deprem-11148515-haberi/

**

**

TMMOB ve Kandilli Rasathanesi yetkilileri de uyarılarda bulundu. Onların haberlerine de bakalım: “TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, Marmara Depremi'nin can ve mal kayıplarına neden olmanın yanında çok daha büyük bir tehlikenin henüz yaşanmamış olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, ‘Bu da 1766 yılından bu yana kırılmamış olan fay nedeniyle Marmara Denizi'nin içinde olacak bir depremdir. Bu deprem, başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi'ni ve çevresini etkileyecektir.’ dedi. Depremin ne zaman meydana geleceğinin bilinmediğini dile getiren Gökçe, ‘Biraz sonra, 10 yıl, 40 yıl sonra bile olabilir. Bu nedenle biz meslek insanları, inşaat mühendisleri olarak depremin ne zaman olacağına yönelik bir kestirimde bulunamayız, bir tarih veremeyiz. Çünkü böyle bir teknoloji, bilgi yok. Bu henüz bulunamadı.’ diye konuştu.

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, beklenen Marmara depremiyle ilgili ‘Kuzey Anadolu Fayı göstere göstere geliyor. Kuzey Anadolu Fayı’nda 1939, 1942, 1944, 1957, 1967 ve 1999 depremlerinin kırdığı yerlere bakacak olursak, geriye kırılmayan bir tek Marmara Denizi’nin içi kalıyor. Depremin büyüklüğü için en iyi ihtimal 7.2. Tarih geciktikçe enerji birikiyor. Gittikçe sona yaklaşıyoruz. Depremle birlikte 3 metreyi bulacak tsunami bekliyoruz. 20 yıl daha gecikirse büyüklük 7.4 olur.’ dedi.”

**

**

Bu uyarıların ciddiye alınması lazım. İstanbul’daki yapıların yüzde 90’ı riskli. Tedbirler para ile olur. 1999 Marmara Depremi’nin ardından yaraların sarılması amacıyla 2000 yılında dönemin Başbakanı Merhum Bülent Ecevit hükümeti tarafından geçici olarak ‘Özel İşlem ve Özel İletişim Vergisi’ çıkarılmıştı. Mevcut iktidar bunu kalıcı hale getirdi. O tarihten beri deprem için vergi toplanıyor.

Toplanan milyarlarca doların hesabı TBMM’de gündeme taşındı, ancak iki bin yılından bu yana toplanan paraların akibeti duble yollar ve memur maaşları şeklinde sadece tartışma konusu olmakla kaldı. Hesabı büyük ihtimalle ahrete kalacaktır…

Ülkemiz deprem fay hatları üzerindedir. Mutlaka etkin tedbirlerle depreme hazırlanmalıyız. Batman’ımızın durumu, zemin çöküntülerine de defalarca dikkat çektim, çalıştay sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaştım. Kurumlar sanki bu kentin zemin sorunları yokmuş gibi gaflet uykusundalar…

Irak’ta yaşanan depremin Batmanlıları nasıl sokağa taşıdığını gördük. Olası depremlere hazırlık için kentimizde ciddi bir çalışmanın gerekliliğine inanıyorum. Kentin üç boyutlu zemin fotoğrafının çekilmesi gerekiyordu, bir çalışma yapılmadı. Valilik, Belediye, Üniversite, TPAO, Jeoloji Mühendisleri Odası ve kentin diğer ilgili kurumlarının birlikte olası bir deprem için çalıştay düzenlemesinde yarar görüyorum. Rabbim bizleri büyük felaketlerle sınamasın. Bu vesile ile 1999 depreminde hayatını kaybetmiş insanlarımıza Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum.